MUZ BAHÇESİ KURULMASI, SULAMA, GÜBRELEME, BAKIM, BUDAMA
6.2. Fide Sağlanması
Muz
doku kültürü ile, tohumla, yumru parçasıyla ve dip sürgünleri ile üretilmektedir.
![]() |
![]() ![]() ![]() |
Ülkemizde
yaygın şekilde yapılan fide sağlanması, muzların toprakaltı yumrusundan
çıkan dip sürgünleriyle yapılmaktadır.
![]() ![]() |
![]() |
![]() |
6.3. Bahçe Yerinin Dikime Hazırlanması
Muz
bahçesi yeri olarak genellikle kuzeyi kapalı, soğuktan korunmuş yerler seçilir.
Muz bitkileri, genel olarak güneye bakan, hafif eğimli yerlerde iyi gelişmektedir.
6.4. Dikim Zamanı, Fidan Seçimi ve Dikim Aralıkları
6.4.1. Dikim Zamanı: Ülkemizde muz dikimi iklim durumuna göre Mart-Mayıs
ayları arasında yapılır. Örtü altında Eylül dikimi güzel sonuçlar
vermektedir.
6.4.2. Dikim Aralıkları: Tek sıra dikim için genel olarak 3 * 1,7 m. aralıkları
önerilebilir.
Bütün
dikimlerde sıraların kuzey-güney doğrultusunda yapılması en iyi güneşlenmeyi
sağlayacaktır. Kuzey-güney doğrultusundaki dikim, doğu-batı doğrultusundaki
dikime göre en az % 10 verim artışı sağlamaktadır.
6.5. Dikim
6.5.1. Normal Dikimler: Fidanlar yeni kurulacak muz bahçesine sokulmadan önce
bahçe girişinde yapılacak olan ilaçlı su havuzunda en az bir saat kadar
bekletilerek, kök bölgesindeki nematodların ölmesi sağlanmalı, ayrıca
anadan ayrıldığı yara yerlerinin hastalık yapmaması, çürümemesi için
uygun bir sistemik fungusitle ilaçlanması, yeni tesise nematod bulaştırmama
ve sağlıklı fidan dikme yönlerinden yararlı olacaktır. Tesisin girişinde
bir yere geçici olarak yapılacak yarım metre derinlikte, 2 metreye 1 metre
boyutlarında, dikdörtgen şeklinde bir çukurun yüzeyine döşenecek bir
plastik örtü ile bu havuz yapılabilir. İçerisine sistemik kök çürüklüğü
ilaçlarından ve nematod ilaçlarından eklenerek ilaçlı su sağlanmış
olacaktır. Hazırlanan ilaçlı su, daha sonra can suyu olarak, yeni dikilen
fidelerin diplerine dökülebilir.
Dikim
çukurlarına toprak analizi sonucu önerilen miktarlarda gübre konmalıdır.
Toprakta organik madde, N,P,K gibi elementler yeterli bulunmuşsa uygulanacak
ortalama miktarlar aşağıda verilmiştir.
Dekara
ortalama 10.000 kg. meyve verimi alınacağı göz önüne alınarak, dekara 8.000 kg iyi yanmış kaliteli çiftlik gübresi, 58 kg.
Azot, 30 kg. Fosfor ve 130 kg. Potasyum sağlayacak şekilde kimyasal gübre,
sezona dağıtılarak verilmelidir.
6.6. Sulama
Muz
yapraklarının geniş olması dolayısıyla terleme yoluyla çok miktarda su tüketir,
sürekli nemli toprak ister. Bitki besin maddelerini bol miktarda almak için
toprağın nemli olması gerekir. Bir çok meyve ağacı ile karşılaştırıldığında
daha yüzeysel bir kök sistemine sahiptir. Topraktaki su miktarı tarla
kapasitesine düştüğü zamanlarda, topraktan su alma yeteneği azalır.
Topraktaki su eksikliğine çok çabuk fizyolojik tepki gösterir. Aşırı
sulama muz köklerine zarar verir. Toprağı çoraklaştırır ve bazı yerlerde
toprağın taşınmasına neden olur. Bütün bu nedenlerden dolayı muz bahçeleri
azar azar, fakat sık sık sulanarak, su sıkıntısı çekmeleri önlenmelidir.
Mümkün olduğunca haftada 3-4 sulama yapılmalıdır.
6.6.2. Damlama Sulama:
Özellikle
sulama suyunun yetersiz olduğu yerlerde meyve kalitesi üzerindeki olumlu
etkileri nedeniyle damla sulama yöntemi kullanılmalıdır.[1]
Suyun, ağacın etrafındaki belirli noktalara damlatılmak suretiyle
verilmesine damlama sulama denir. Sulama ile gübrelemenin birlikte yapılabildiği
(fertigasyon) bu sulama sistemi, tarımda verimi ve kaliteyi artıran en önemli
sistemlerden biridir. Bu arada bu sistemde, sulama suyu içerisine istenen gübre
miktarını ayarlayan aletler de geliştirilmiştir. Bu sulama sisteminde
sulama, tarlanın her tarafına eşit bir şekilde uygulanır. Sulama ve gübreleme
tek noktadan kontrol edilebilir. Böylece işçilik masrafları düşer. Etkili
kök bölgesi daima ıslak tutulabilir ve gerekli su miktarı ayarlanabilir.
6.6.3. Sprink Sulama
Son
dönemlerde örtü altı muz üreticiliğinde önerilen bir sulama sistemidir.
Muz bitkileri arasına tek sıra halinde serilen damlama hortumu kalınlığında
bir hortum ve bu hortum üzerine belirli aralıklarla yerleştirilmiş 30-40 cm.
yükseklikte toprağa gömülü çubuklar ve çubukların üzerinde mini fıskiyeler
şeklinde yapılan sulama şeklidir. Toprağa gömülen çubukların üzerindeki
mini fıskiyeler 1,5 - 2 metre yarıçapında bir alanı (3 metre genişlik) eşit
bir şekilde sulamaktadır. Bu da muzların kök bölgesinin geniş bir şekilde
sulanması demektir. Damlama sulama sisteminde damlama hortumu çevresinde yayılan
kökler, sprink sistemde çok daha geniş bir yüzeye yayıldıkları için, ağacın
gelişmesi çok daha güçlü olabilmektedir. Yine damlamada olduğu gibi,
sprink sistemde de sıvı veya eritilmiş mineral gübreler rahatlıkla
uygulanabilir. Kök gelişmesini çok daha geniş bir yüzeye teşvik ettiği için,
damlama sulamadan daha cazip olan sprink sulama sistemi, kuru havalarda ortam
nemini de yükselterek olumlu katkıda bulunacaktır. Ayrıca toprak yüzeyine
serilen bitki artıklarının ayrışma sürecini de hızlandıracaktır.
6.6.4. Sisleme
Örtü
altı muz üretiminde, sera çatısına, içten, belli aralıklarla yerleştirilen
sulama boruları ve bu borulara yerleştirilen sisleme veya fog (dumanlama)
memeleri ile yapılan bir sulama biçimidir. Bu sistemin asıl amacı sulama değildir.
Ama sulama ihtiyacının karşılanmasına destek vermektedir. Bu sistem,
uygulandığı bahçelerde kışın don zararına karşı korunma amacıyla
kullanılabilir. Ortalama 15-16 oC sıcaklıkta olan yer altı
suyu, memelerden sis şeklinde bahçe içerisine verilince, ortam sıcaklığını
da kendi sıcaklığına yaklaştırarak don zararının
meydana gelmesini önleyecektir. Bu uygulama aynı şekilde yazın
meydana gelen yüksek sıcaklıkların zararını da önlemektedir. Zaman zaman
40-45 oC'ye kadar çıkan yaz sıcaklarının yakıcı
etkisi, yine 15-16 oC olan yer altı suyunun memelerden sis şeklinde
verilmesiyle ortadan kaldırılabilmektedir. Öğle saatlerinde ortalama 2 saat
süreyle uygulanabilecek sislemeyle, aynı zamanda ortam nemi yükselmekte ve
bitkilerin istediği uygun ortam sağlanmaktadır.
Ayrıca
sislemeyi belli bir sıcaklık ayarına bağlı termostat takılarak çalışacak
otomatik bir sistem geliştirilmiştir.
6.7. Gübreleme
6.7.1. Organik Gübreleme
Muz bitkisi
topraktaki organik maddeyi oldukça yüksek oranlarda ister. Bunun nedeni doğal
ortamdaki muzun, yüksek boylu ağaçların altında, dağınık güneş altında,
çürümüş yaprakların üzerinde yetişmesidir.
Organik
gübre toprak sıcaklığını yüksek tutarak, salkım oluşumundan hasada
kadar geçen süreyi kısaltmakta ve fidelerin kışın soğuktan zarar görmesini
engellemektedir.
Çiftlik
gübresi kullanımında gübrenin iyi yanmış olmasına dikkat edilmelidir. Çiftlik
gübresinin taze olması, iyi yanmaması sonucu, içinde bulunan yabancı ot
tohumları, nematodlar ve tuz, bahçe içine taşınacaktır. İyi yanmış çiftlik
gübresinde yabancı ot tohumu, nematod bulunmaz. Bu arada üzerinden 1-2 yağmur
veya su geçirilirse toprak için zararlı olan tuzu da yıkanmış olacaktır.
Bu nedenle, çiftlik gübresinin zararlı etkilerinden kurtulmak için, üretici,
kullanacağı çiftlik gübresini en az 3 ay öncesinden alarak, bahçesinin bir
kenarında yanmasını ve yıkanmasını sağlaması yararlı olacaktır. Ayrıca,
organik gübre seraya sokulmadan önce yığın haline getirilip methil bromid
veya benzeri bir fümigant ile ilaçlanırsa (tüp patlatma) çok iyi bir
dezenfeksiyon yapılmış olacaktır.
Organik gübre
muzlarda bakım zamanı (Şubat-Mart aylarında) ve kışa girmeden (Kasım ayında)
verilmelidir. Onarma zamanı verilen organik gübre mutlaka toprakla iyi bir şekilde
karıştırılmalı, kışa girmeden verilen organik gübre ise toprak yüzeyine
yorgan gibi serilmelidir.
6.7.2. Mineral Gübreleme
Muz bitkisi
hem yeşil aksamın gelişme döneminde, hem de meyve gelişme döneminde yoğun
şekilde besin isteyen bir bitkidir. Bu besinler genellikle en iyi topraktan
muzlara verilebilir. Muz yetiştiriciliğinde sadece organik gübre uygulaması
yeterli değildir. Ek olarak mineral gübre uygulaması da yapılmalıdır.
Mineral gübre olarak özellikle Azot, Fosfor, Potasyum, Kalsiyum ve Mağnezyum
gübrelemesinin yapılması gereklidir.
6.7.2.1. Azot (N)
Muzun
azot ihtiyacı da fazladır. Özellikle yeşil aksam gelişmesi için azot
gereklidir.[2]
Yavru bitkilerin gözüktüğü ve büyümenin başladığı ilk üç ay içerisinde
azot çok önemlidir. Gelişmenin başladığı ve atak haline geçtiği
ilkbaharın ilk aylarında çok fazla azot kullanır. Bu dönemde hayat dönemi
boyunca kullanacağı azotun büyük bir kısmını kullanır.
Azot kullanımı ile kuru madde miktarı arasında doğrusal bir ilişki
vardır. Azot kullanımı arttıkça kuru madde miktarı azalır.
6.7.2.2. Fosfor (P)
Muzun
fosfor ihtiyacı, azot ve potasyuma göre daha az olmakla birlikte, kök gelişimi
ve bitki besin maddesi alım kapasitesini artırarak salkım oluşumunu güçlendirmesi,
tarak sayısını artırması yönünden çok önemlidir. Subtropik iklim koşullarında
fosforun alımı, oldukça geniş zaman aralığında gerçekleşir. Fosforun
topraktan iyi bir şekilde alınabilmesi için ortamda yeteri kadar suyun
bulunması gerekir. Ayrıca doğumdan
tahminen bir ay kadar önce uyguladığımız fosfor takviyesinin (2 sefer MAP)
tarak sayısını artırdığı tesbit edilmiştir. Fosfor muz bitkisi için çok
önemli değildir. Uygulamada bu elementin eksikliğine kolaylıkla rastlanmaz.
Eksiklik belirtisinde yaprak kenarları ölerek testere dişi görünümü alır.
Fosfor yeteri kadar ortamda varsa tarak sayısı
ve dolayısıyla her taraktaki parmak sayısı artmaktadır. Ama fazla
miktardaki fosfor uygulamaları da parmakların oluşmasına ters etki yapmaktadır.
Ortamdaki fosfor fazlalığı, hem tarak sayısını azaltmakta, hem de
taraktaki parmak sayısını azaltmaktadır.
Sağlıklı
bitki kökleri de beslenme ortamındaki fosfatı önemli ölçüde tüketebilme
yeteneğindedirler.[3]
Yine Fosfor meyve verimini artırmakta, ancak aşırı fosfor gübrelemesinde
ise verim azalmaktadır.[4] Fosfor uygulanan
topraklarda çinkonun demir ve alüminyum oksitlerince bağlanması ile bitkinin
gelişmesini artırması sonucu, bitkinin çinko konsantrasyonu kritik düzeyin
altına düşerken, bitkide fosfor toksisitesi görülebilmektedir, öte yandan
bitkilerin çinko noksanlığı gösterdiği durumlarda, ortama fosfor katılması,
bitkide fosfor toksisitesi gösterdiği gibi çinko noksanlığının da şiddetini
de artırmaktadır.[5]
Bitkilerin
fosfor alımını, mağnezyum düzeyi de önemli ölçüde etkilemektedir. Düşük
düzeyde mağnezyum, fosforun kökten alımını önemli ölçüde azaltarak,
fosforun yukarı taşınmasını engeller.[6]
Bitkinin
fosfor ihtiyacının en fazla olduğu doğumdan bir, bir buçuk ay önceki döneminde,
bitkinin fosfor ihtiyacının yeterince karşılanması, tarak ve parmak sayısının
artmasını sağlayacaktır. Bölgemizde genellikle 11-12 olan tarak sayısını
15-16’ya çıkartmak, fosfor ihtiyacını zamanında ve yeterince karşılayarak
mümkün olabilir.
6.7.2.3. Potasyum (K)
Potasyum,
muz bitkileri için çok önemlidir. Özellikle salkım oluşumu ve gelişimi için
gerekli bir besin maddesidir. Potasyum bitki büyümesini çabuklaştırır ve
verimini artırır. Yeterli potasyum ile beslenen bitkilerde salkım ağırlığı
artar, parmaklar daha büyük olur ve meyvenin pazarda daha uzun süre dayanması,
hastalık ve zararlılara dayanıklılık artar. Potasyum, bitki metabolizmasında
fotosentez sonucu elde edilen ürünlerin, faydalı olacağı bölgelere taşınmasını
sağlar. Su dengesini ayarlar. Potasyum, azot ile birlikte ürünü artırır ve
düzenli meyve tutumu ve olgunlaşmasında önemlidir.[7]
Potasyum
eksikliğinde uçlardan başlamak üzere yapraklar sararır. Bu sararma o kadar
hızla gelişir ki, çoğu zaman uçtan başlayarak yaprağın 2/3 'ü ölür.
Çok az potasyum alan bir bitkinin meyveleri şekilsiz olur. Böyle bir salkımda
çok az sayıda parmak oluşur. Çiçeklenme zamanında iklim koşulları uygun
olmaz ise yine bu gibi salkımlar oluşur.
Meyvede yüksek
düzeyde potasyum alımı sadece düzgün meyve şekli ve olgunlaşma ile
meyveye tad ve lezzet sağlamasından başka, meyve lezzet ve çeşnisinde ana
öğe olan toplam asitlik üzerinde de olumlu rol oynayıp, çeşniyi önemli
derecede etkilemektedir. Düşük potasyum seviyesi ise, lezzetsiz ve yavan
meyve tadına neden olmaktadır.[8]
6.7.2.4. Çinko (Zn)
Muz
bahçelerinde en çok görülen bitki besin elementi eksikliklerinden biri de Çinko’dur.
Bu element eksikliğinin nedeni genellikle Fosfor fazlalığından kaynaklanır.
(Ek Resim 26. Muzda Yaşlı
Yapraklarda Çinko Eksikliği), (Ek Resim
27. Muzda Genç Yapraklarda Çinko Eksikliği)
Muz
bitkisinde en çok eksikliği görülen mikroelement çinkodur. Çinko eksikliğinde
bitki bodurlaşır. Yapraklar küçük ve dar olup, ikinci damarlar arası sarı-beyaz
şeritler halindedir. Bu görünüm daha sonra sarı-yeşil şeritlere dönüşür.
İkincil damarlara paralel olan sarı şeritlerde uzun, kahverengi ölü
benekler belirir. Bu gibi bitkilerde oluşan salkımların parmakları küçük
ve normal kıvrık şeklinden daha kıvrık olup, en belirli özellik de parmak
uçlarının açık yeşil olmasıdır. Fazla miktarda kireçleme veya toprakta
fosfor fazlalığı çinko eksikliğine neden olabilir. Fazla derecede nematod
salgınına uğramış bahçelerde çinko eksikliği benzeri belirtiler görülebilir.
Çinko eksikliğinde bitki bodur kalır, yapraklar küçük ve dar kalırlar.
6.7.2.5. Bakır (Cu)
Bakır
bitkilerde özellikle dokularda ligninleşme prosesine katılmakta ve bitkilerin
generatif büyümesinde önemli rol üstlenmekte, polen oluşumu ve döllenme
prosesleri ve dolayısıyla tohum ve meyve oluşumunu sağlamakta ve bitkiler
bakır beslenmesinden doğrudan etkilenmektedir.
6.7.2.6. Mangan (Mn)
Mangan,
bitkide fotoliz olayını, dolayısıyla fotosentezi etkileyerek protein ve
lipid sentezlerine katılır ve böylece birçok enzim faaliyetlerini etkiler.
Özellikle hücreleri toksik oksijen radikallere karşı koruyan superoksit
dismutez enzim yapısında rol oynar ve sonuçta bitkilerin büyüme ve gelişmelerini
etkiler. (Ek Resim 29. Muzda Mangan
Fazlalığı-Yaprakta)
6.7.2.7. Demir (Fe)
Demir, bitki
dokularında genellikle 50-200 ppm. arasında
bulunur. Sayısız redoks reaksiyonları, enzim faaliyetleri, klorofil sentezi
ve klorofil oluşumunu dolayısıyla protein ile fotosentezi etkileyen önemli
bir mikroelementtir.[9]
(Ek Resim 33. Muzda Demir Fazlalığı)
Genellikle
topraklardaki kalsiyum fazlalığı demir alımını engeller. Demir eksikliği
olan yapraklarda damarlar yeşil kalır, ancak damar araları sarıdır. Eksikliğin
ilerlemesi halinde tam sararma ve sonra da kuruma görülür. (Ek
Resim 28. Muzda Demir Eksikliği)
6.7.2.8. Kalsiyum (Ca)
Ca eksikliği
gösteren bitkilerin Ca içeriği azdır. Çoğunlukla kuru maddede % 0.5'in altında
bulunur.[10] Kalsiyum, mağnezyum ve
potasyum içerikleri, topraktaki kil ve organik madde ile ilişkilidir. Bu
nitrat, sülfat ve klor ile ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Kalsiyum eksikliğinde
önce genç yapraklar aşağıya veya yukarıya doğru kırılır ve yaprak oluşması
azalır.
6.7.2.9. Mağnezyum (Mg)
Mağnezyum
eksikliğinde yapraklar uçlarından ve kenarlarından başlamak üzere yavaş
yavaş sararmakla beraber orta kısımları yeşil kalır. Etki altında kalan dört
ve beşinci yapraklardır. Yaprak sapları ana gövdeden koparak yaprağın ömrünün
kısalmasına neden olur. Fosforun aksine genç piçler yaşlı rizomlardan
kalsiyum ve mağnezyum absorbe ettikleri için yaşlı rizomlar bu elementlerce
fakirdirler. Bu nedenle eğer yaşlı piçler dikimde kullanılacak ise kalsiyum
ve mağnezyum için önlem alınmalıdır. (Ek
Resim 31. Muzda Yaprak Kenarlarında Mağnezyum Eksikliği)
6.7.2.10. Kükürt
Kükürt
eksikliği başta Natal olmak üzere diğer ülkelerde de görülmektedir. Çok
eksik olursa kalite bozulur. Bu eksiklik süper fosfat, potasyum klorür yerine
potasyum sülfat veya azot kaynağı olarak da amonyum sülfat uygulamak ile
giderilebilir.
6.7.2.11. Bor
Muzda ender görülen
eksikliklerden biri de Bor eksikliğidir. Özellikle yaşlı bahçelerde görülür.
(Ek Resim 30. Muzda Yaprakta Bor
Eksikliği), (Ek Resim 34. Muzda
Yaprakta Bor Fazlalığı)
Diğer
mikro element eksiklikleri muz yetiştiriciliğinde pek önemli değildir.
Diğer
mikro elementlerden bakır, manganez, demir, bor ve molibden eksikliği muz bahçelerinde
pek görülmemektedir. Analizler göstermiştir ki muz bitkisi manganezi de
topraktan fazla miktarda almaktadır. Bu da bitkiye ve kök oluşumuna zararlı
olabilir. Uygun miktarda kireçleme manganezin daha fazla alınmasını önler.
6.7.2.12. Bitki Besin Elementleri Arasındaki İlişkiler
Bitki
besin maddeleri arasında toprak içinde bitkilerin besin alımı yönünden çok
ciddi rekabetler veya teşvikler vardır. Bu nedenle gübreleme proğramlarının
hazırlanması ve uygulanmasına çok dikkat edilmelidir. Bitki Besin Maddesi yığılmalarının
en çok söz konusu olduğu sera alanlarında, toprak analizi yaptırmaksızın,
sağlıklı bir gübreleme proğramı uygulamak mümkün değildir.
6.9. Yaprak Analizleri
Muz
yetiştiriciliğinde, yaprak örneği alım zamanı ve yöntemi, üzerinde en
fazla çalışılan ve tartışılan konulardan birisidir. Muz yetiştiriciliğinin
yoğun olarak yapıldığı ülkelerde, yaprak örnekleri, salkım oluşumundan
hemen sonra minyatür parmakların görülmesi ile beraber, 3. Yaprağın orta kısmından,
yaprak ayasından, karşılıklı iki şerit veya aynı yaprağın orta damarı
ile 7. Yaprağın petüolinden alınabilmektedir.(Resim
11.)
Yapraklarda
bulunması gerekli olan kritik bitki besin maddesi yoğunlukları ise yaprağın
değişik kısımlarından alınan örneklere göre farklılık göstermektedir.
Çizelge 30. da, yaprağın farklı kısımlarından
alınan yaprak örneklerinde, yapraklarda bulunması gerekli olan kritik bitki
besin maddesi yoğunlukları verilmiştir. Görüldüğü gibi, yaprak ayasından
alınan örneklerde, özellikle azot ve potasyumun yapraklarda bulunma oranı,
öteki bitki besin maddesi oranlarından daha yüksek olarak saptanmıştır.
Hewitt'e
göre (1955), toprakta fosfor için üst sınır 20 ppm, Potas için 300 ppm,
dir. Bunların altındaki değerlerin durumuna göre P ve K 'lı gübreler toprağa
verilmelidir. Yine Hewitt'e göre yaprak analizi sonuçlarına göre besin
maddeleri yüzdeleri ve istenen miktarları Çizelge
31. de verilmiştir.
Muzun
gübre ihtiyacı dikim sıklığı ve verimine göre değişir. Verim arttıkça
verilecek gübre miktarı da artar.
6.10. Muzun Toprak pH’sı İsteği
Muzun
ideal PH isteği 6’dır. Ama 4,5 - 8,5 arasındaki pH'larda yetişebilir.
Akdeniz bölgesinde toprak kireçli bir yapıya sahip olduğu için genel olarak
PH 7 ' nin üstündedir. Bu yüzden muz bahçelerinde N, Üre,
P, Potasyum sülfat, Fosforun ise
18.46 (DAP) olarak verilmesi daha uygundur.
6.10.1. pH ile Besin Maddeleri Alımı Arasındaki İlişkiler
pH,
bir ortamdaki hidrojen iyonları yoğunluğunu ifade eder. Halk arasında asit,
sert, çorak, yumuşak gibi adlarla anılır. Toprak pH sı ile bitki besin
maddelerinin bitki tarafından alınması arasında çok ciddi ilişkiler vardır.
Örneğin pH 6’nın altında Potasyum alınması zorlaşır.
pH
sı 7’den büyük olan alkali (bazik) toprakları ıslah etmek için toprağı
yıkamak, bol yanmış çiftlik gübresi vermek, fizyolojik asit reaksiyonlu gübreleri
kullanmak, her yıl dekara 30-50 kg toz kükürt vermek gerekir.
pH
sı 7 nin altındaki asit reaksiyonlu toprakları ıslah etmek için ise, dekara
200-500 kg arası kireç vermek ve fizyolojik alkali reaksiyonlu gübreleri
kullanmak gerekir. Verilecek kireç miktarı kumlu topraklarda 500 kg ise tınlı
topraklarda 750 kg ve killi topraklarda 1 tonu bulabilir.
Çizelge 34. Besin Maddelerinin En Fazla Alındığı
pH Dereceleri
Besin Maddesi |
Optimum pH Değerleri |
|
Besin Maddesi |
Optimum pH Değerleri |
Azot |
6,0 - 8,0 |
|
Fosfor |
6,5 - 7,5 |
Potasyum |
6,0-10,0 |
|
Kükürt |
6,0-10,0 |
Kalsiyum |
6,5-8,5 |
|
Mağnezyum |
7,0-8,5 |
Demir |
4,0-6,5 |
|
Mangan |
5,5-6,5 |
Bor |
5,0-7,0 |
|
Bakır |
5,0-7,0 |
Çinko |
5,0-7,0 |
|
Molibden |
7,0-10,0 |
Çizelge 35. Besin Maddelerinin Alınabildiği Toprak
pH sı Sınırları
6.11. Toprak Tuzluluğu - EC
Muzlarda
toprak tuzluluğu - EC de çok önemlidir. Topraktaki tuzluluk, taban suyu yüksekliğinden,
yeraltı suyu özelliklerinden, kullanılan organik gübre ve mineral gübre özelliklerinden
kaynaklanmaktadır. Elektriki Geçirgenlik toprak tuzluluğunu ölçen
birimlerden biridir. Buna göre 100 ppm'lik konsantrasyonda, 1000 micromhos dan
büyük olan toprak tuzlulukları muzlar için zararlıdır. Tuzluluk sorunu
olan bahçelerde mutlaka iyi bir drenaj çalışması yapılmalı, kullanılan
mineral ve organik gübrelere çok dikkat edilmelidir. (Ek
Resim 32. Muzda Topraktaki Tuzun (Na) Zararlı Etkisi-Yaprakta)
6.12. Muzlarda Bakım - Budama (Onarma)
Muzlarda
budama, kurumuş yaprakların, meyvesi alınan bitkilerin ve fazla fidelerin
kesilmesinden ibarettir. Muz bahçesinde sararmış yapraklar her zaman
kesilmelidir. Meyvesi alınan bitkiler ise fazla yer kaplamaması için
yaprakların ayrım yerinden düz bir şekilde kesilmelidir. Daldız denilen
keskin uçlu bir demir ile, fideler ana bitkiden ayrıldığı gibi, fidelerin
toprak düzeyinden kesilerek oyulması ve içine üre koyarak iptal edilmesi
uygulanabilir.
Muz
bitkisinin budaması, her yıl, ilkbahar aylarında, toprak altı gövdenin ocak
içinde açılarak meyve verimi ve yılını doldurmuş yaşlı gövdenin çıkarılması,
o yıl içinde meyve verecek 2 veya 3 bitkinin seçilerek yerinde bırakılması,
bunlar dışında diğer genç gövde ve sürgünlerin de yine çıkarılıp atılması
işlemlerini kapsamaktadır. Ülkemizde bu işleme muz yetiştiricileri
"Onarma veya imar" demektedir. Budama genel olarak Mart Nisan aylarında
yapılmakta, bazen uygun olmayan iklim olayları dolayısıyla Mayıs ayına
kalmaktadır.
Muzlarda
budama işlemi yaz aylarında da devam eder.
İlkbaharda toprak altı gövdenin budanmasından sonra, gübreleme yapılmış
ve sulama hazırlıkları başlamıştır. Bundan sonra muz bitkisinde dip sürgünleri
yeniden çıkmaya başlar. Ülkemizde muz yetiştirilen yörelerde, çok sıcak
olan bahçelerde bu ilk sürgünler de dipten kesilerek atılır ve 2. sürgünler
içinden, gelecek yılın meyve alınacak bitkileri seçilir. Bunlar kılıç şeklinde
dar ve dik yapraklı, kuvvetli büyüyen genç sürgünler arasından seçilir.
Her ocakta meyve alımı için iki bitki bırakılmasına rağmen, bu sürgünlerden
farklı zamanlarda çıkan 3-4 tanesi ayrılır. O yılın iklim durumuna göre
bunların hangisinin istenilen zamanda çiçekleneceğini, ertesi yıl yine
budama zamanı karar verilir. Biraz daha serin yerlerdeki muz bahçelerinde,
ilkbaharda toprak altı budamadan sonra ilk çıkan dip sürgünleri ayrılır.
Bunlar gelecek yıla kadar ancak yeterli büyüyüp gelişme gösterir.
Muz
bahçesinde her yıl hasatla, bakım döneminde, budama ile meyve, sap ve yaprak
olarak dekara ortalama 20 ton civarında organik materyal bahçe dışına atılmaktadır.
Bu nedenle şu anda uygulanan bitki artıklarının bahçe dışına çıkarılması
uygulanmasına kesinlikle son verilmelidir. İçeriğinde organik gübre ile
birlikte bir çok bitki besin elementini taşıyan bitki artıkları parçalanarak
toprağa gömülmeli, toprağın organik madde içeriği sürekli yükseltilmelidir.
Bu şekilde uygulanacak bitki artıklarının bahçe içinde bırakılması,
toprak yüzeyini malç şeklinde örterek yabancı ot kontrolünü de sağlayacaktır.
(Ek Resim 11. Muz Bahçesinde
Bitkisel Atıklar Bahçe İçinde Kalıyor)
Muz
bahçelerinde yapılan diğer bakım işleri, özellikle subtropik iklimde soğuğa
karşı bahçelerin korunması ve meyve salkımlarının keten bezi veya plastik
ile örtülmesidir. Bahçelerin soğuktan korunması, doğrudan ısıtma veya yağmurlama,
sisleme gibi dolaylı yollarla sağlanmaktadır. Petrol artıkları veya benzeri
maddelerle yapay sis meydana getirme, hava neminin % 70 'den yüksek olduğu
durumlarda etkili olmaktadır. Yağmurlama ve sisleme ile korumanın etkinliği,
su sıcaklığının ortam sıcaklığından olan yüksekliğine bağlıdır.
Toprak altı suyu sıcaklığı 20 oC kadardır. Bu su ısıtmak için
yeterlidir. Kritik noktada muz yapraklarındaki sıcaklığı yükseltir.
Bununla beraber kullanılacak suyun kalitesi çok önemlidir. Özellikle tuzsuz
olmalıdır. (Ek Resim 35. Salkıma
Geçirilen Torbalar)
6.13. Toprak İşleme
Toprak
işleme, yabancı otları öldürmek, yağışlar veya üzerinde yürüme sonucu
toprakta meydana gelen kaymak tabakasını kırmak ve toprağı kabartarak yağmur
sularının veya sulama sularının toprağa daha kolay girmesini sağlamaktır.
Ayrıca en önemlisi, verilen organik gübrenin ve mineral gübrelerin bitkinin
etkili kök derinliği olan 60 cm. derinliğe kadar dağıtılması ve toprakla
iyice karışması amacıyla yapılır. Muzun kök sistemi yüzeyseldir. Bu
nedenle toprak işleme sırasında köklerin fazla zarar görmemesine dikkat
edilmelidir. Muz bahçelerinde toprak işleme değişik şekillerde yapılabilir.
Elle toprak işleme en yaygın olanıdır. Toprak muz çapası denilen uzun tırnaklı
çapa veya bel küreği ile işlenir.
Ülkemizde
örtü altı muz üretiminde şubat-mart aylarında toprak işlemesi yapılır.
Açık bahçelerde ise Nisan-Mayıs aylarında toprak işleme yapılır. Toprak
işleme ile birlikte ana bitkinin tepesi kesilir. Ana gövde yine yerinde bırakılmalı
ve fidelerin beslenmesi sağlanmalıdır. Ayrıca toprak işleme sırasında ana
gövde üzerindeki fidelerin bağlantılarının temizliği (kütük alma) yapılmalıdır.
Ana gövdedeki bağlantılar ve fazla fidelerin alınması ile gövde üzerinde
köklenme artacaktır. Ancak ana gövde üzerinde meydana getirilen
yaralanmalara karşı ilk suda mantar ilaçları uygulanmalıdır. Toprak işleme
sırasında her ananın bulunduğu ocakta bir tane fide bırakılmalı, diğer
fideler tamamen anadan ayrılmalıdır. Toprak işleme sonrası çıkarılan muz
artıkları parçalanarak toprak üzerine serilmelidir.
Açık
bahçelerde toprak işlemesi ile birlikte yaşlanmış kök ve piçler bağ bıçağı
ile alınır. Bahar toprak işlemesinden sonra su çanakları açılır. Yazın
bahçe otlandıkça otlar biçilir ve olduğu yerde bırakılır. Sonbaharda
toprak işlendikten sonra yumru üzerine toprak ile birlikte organik gübre
(hayvan gübresi) çekilir. Bu şekilde yumru dondan kısmen korunmuş olur.
6.14. Yabancı Ot Mücadelesi
Gerek
muz bitkisi köklerinin çok yüzeyde olması, gerekse ülkemizdeki muz bahçelerinin
ve yetiştirme tekniğinin özel durumları nedeniyle bahçelerin ot kontrolünü
makine ile yapmak olanaksızdır. Bu nedenle el aletleriyle yapılması
gerekmektedir. Makineyle toprak işleme olanağı çok azdır. Ancak bahçede
dar yapraklı otlar hakimse, muz bitkisine zarar vermeyen, yalnız bu otları öldüren
seçici yabancı ot ilacı kullanılabilir. El aletleriyle çapalamada, muz köklerine
zarar vermemeye çok dikkat edilmelidir. Özellikle ağaç altlarındaki otların
alınmasında, kök bölgesine girilmemeli, gerekirse otlar elle alınmalıdır.
Muz
bahçelerinde genel olarak yabancı ot kontrolü sürekli yapılmakla beraber,
bazı özel durumlarda geçici örtü bitkisi olarak bırakılmaları yarar sağlamaktadır.
Muz bahçesinin toprağı ağır bünyeli, geçirimsiz, çok su tutan özelliklerdeyse,
topraktaki fazla suyun tüketimine yabancı otlar yardımcı olmaktadır. Ayrıca
muzun yüksek hava nemi isteği nedeniyle, yabancı otların bahçede hava
nemini artırdığı dikkate alınmalıdır. Bazı muz tesislerinde bitkilere
zarar vermeyecek şekilde bitkilerin aralarında yabancı otların geçici
olarak bulundurulması bu yönden de yararlı olmaktadır. Ancak hafif bünyeli
kumlu topraklarda ve yeterli hava neminin bulunduğu yörelerde sürekli yabancı
ot kontrolü mutlak gereklidir. Bazı hastalık ve zararlıların bahçede
artmaması için de bu işlem önem kazanmaktadır.
Hem
toprak sıcaklığını ve nemini korumak, hem de yabancı otları kontrol altına
alabilmenin daha pratik bir yolu vardır. Bu da muz bitki artıkları olan
yapraklar ve dalarının parçalanarak toprak yüzeyine malç şeklinde yayılmasıdır.
Bu şekilde yüzeye yayılan muz bitki artıkları yabancı ot kontrolünü de
yapacaklardır. Toprak yüzeyine yayılan bu artıklar onarma zamanı toprak altına
gömülerek toprağın organik madde içeriğini yükseltecek ve aynı zamanda
organik gübre görevine yardımcı olacaktır.
Yabancı
otları yok etmek veya kontrol altına almak için yapılabilecek bazı
uygulamalar şunlardır.
1.
Sık dikim yapmak: Sık dikim gölgeleme yapar. Gölgelemede yabancı otların
oluşumunu engeller. Önerilen tek dikim bu yönden de yararlıdır.
2.
Yabancı otları biçip olduğu yerde bırakmak: Ot mücadelesinde kullanılan
ve önerilen en yaygın yöntemlerden biridir. Biçilerek toprak yüzeyine örtülen
yabancı otlar, malçlama dediğimiz örtü görevini görecek, altlarında
yabancı ot gelişmesine izin vermeyecek, toprak neminin kaybolmasını
engelleyecek, güneşin yakıcı etkisini soğuracaktır. Otlar bahçeden çıkarılmadığı
için bahçeden besin kaybı da söz konusu değildir.
3.
Malçlama : Malçlamada toprak yüzeyi sürekli örtülüdür. Bu
durum otların oluşumunu engeller. Yaşlanmış muz yaprakları ve diğer
organik materyaller malçlama için kullanılabilir. Malç materyali toprak
nemini korur ve zamanla çürüyerek toprağı besin ve organik madde yönünden
zenginleştirir. Kurak iklimlerde yağmur suları malç örtüsünde kalır ve
muz köklerine ulaşamadan buharlaşır. Ayrıca malçlama yüzeysel köklenmeye
neden olabilir. Bu da köklerin kuraklıktan veya susuzluktan zarar görmelerine
veya mekanik zararlanmalara neden olur. Ayrıca malç materyali kurak bölgelerde
yangın çıkışını kolaylaştırır ve hayvansal zararlılara yataklık
edebilir.
4. Kimyasal maddelerle yabancı otları yok etmek: Ot öldürücü ilaçlarla (Herbisitlerle) yapılır. Muz yapraklarına değdirilmeden yapılacak bir ot mücadelesi otların yok edilmesini sağlayabilir. Ancak ot öldürücü ilaçların zamanla toprakta birikmeleri sonucu bazı olumsuz zararlar meydana gelebilir.